Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | doğal karşılamak | take for granted v. | ||
Without the workers in this industry we would not enjoy the fish we take for granted. Bu sektörde çalışanlar olmasaydı, doğal karşıladığımız balığın tadını çıkaramazdık. More Sentences |
||||
General | ||||
General | doğal karşılamak | take something naturally v. | ||
General | doğal karşılamak | react normally v. | ||
General | doğal karşılamak | react in a usual way v. | ||
General | doğal karşılamak | naturalise v. | ||
General | doğal karşılamak | naturalize v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | doğal karşılamak | take something in one's stride v. | ||
Idioms | doğal karşılamak | take something in stride v. | ||
Idioms | doğal karşılamak | take in stride v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | durumu doğal karşılamak | take it in stride v. |
Idioms | bir şeyi doğal karşılamak | take something in your stride [uk] v. |
Idioms | bir şeyi doğal karşılamak | take something in stride [us] v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması | affluence trap n. |